Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
Kazıkbeli, son yıllarda yenilenen evleri ile yayladan çok küçük bir kasaba halini aldı. Söğüteli köyü tarafından başlayan alış veriş mekânları, kasap ve lokantaları ile pazarın en canlı noktasını oluşturuyor. Batı istikametinde bulunan yazlıkçıların evleri ise yer yer iki katlı villaya benzetilen evlerden oluşuyor. Daha çok da tek katlı betonarme yapılmış ve çinko ile örtülmüş evler artık eski yayla evleri modern çağa ayak uydurmuş. Küçük de olsa bir iki odası mutfak olarak da kullanılan holü, banyosu ve tuvaleti ile bu evler günümüze ayak uydurmayı bilmiş.
Kazıkbeli Camii ise ayrı bir paragrafı hak ediyor. Çocukluğumda Imıkyurt’tan gittiğim Gölcüvez Camii ve pazara geldiğimizde namaz kıldığımız Kazıkbeli Camii neredeyse 40-50 metrekarelik camiler ihtiyaca cevap veremez olmuştu. Kazıkbeli camii ve etrafında çevrilen açık alanda kılınan namazlar bazen ve sıkça gelen yağmur nedeniyle cemaat tarafından ihtiyaç olarak belirmişti. Kazıkbeli camii, hayırseverlerin büyük gayretleri ile kısa zamanda bitirilerek ibadete açıldı. Bölgedeki birçok ilçede bile bulunmayan büyüklükteki cami, şenlik günü cemaati almadı, dedi şenliğe katılanlar. Cuma ve pazarın kurulduğu Çarşamba günleri tam kapasite dolması beklenen cami için emeği geçenlere teşekkürler, diyoruz.
Geçtiğimiz günlerde cami resmini sosyal paylaşım sitelerinde paylaştığımda bir dostum “cami güzel ama tuvaleti yok” dedi haklı olarak. Esasında cami büyük bir projenin en büyük kısmı. Hemen yanı başına yapılmakta olan bir bina; tuvalet, şadırvan, Kuran Kursu, imam evi ve caminin önümüzdeki dönemlerde başkasına ihtiyaç duymaması için kiraya verilmek için yapılan alışveriş merkezi olarak kullanılacak. Daha sonra cami etrafı ihata duvarı ile çevrilerek çevre düzenlemesi yapılacak. Belki de hiç denecek kadar az ağacın bulunduğu bu yer ağaçlandırılır, bile.
Kazıkbeli Yaylası bugünlerde toz duman içinde. Büyük bir hızla yapılan HES çalışmaları nedeniyle buradan geçen devasa yüklü kamyonlar, Kazıkbeli’nin tozu dumana katıyor. Hem Gelevera Deresi üzerinde yapılan HES çalışmaları hem de Söğüteli Köyü ve aşağı köylere doğru yapılmakta olan irili ufaklı HES’lere malzeme taşıyan araçlar, taşıdıkları yüklerin de etkisiyle büyük gürültüler çıkararak geçiyorlar, günde yüzlerce defa. Bu da büyük bir kirliliğe neden oluyor.
Doğrusu bu vesile ile çevrede büyük etkilerini ileride göreceğimiz bu HES çalışmaları büyük bir çevre katliamına da neden olarak gerek irili ufaklı bu dereler üzerinde gerekse Harşit Nehri üzerinde yapılmaya devam ediyor. Çevre bilinci çok gelişmediğinden yapılan bu çalışmalardan sonra muhtemelen bozulan tabiatı düzenleme çalışması işi yapan şirketlerden çok devletin üzerinde kalacağa benziyor. Devletin de bu çalışmaları ne zaman yapacağını ise Allah bilir.
Söğüteli’den Kürtün’e doğru inerken yapılan bu çalışmaların izini görmek mümkün. Birkaç kilometre yukarılardan yapılan hafriyatlar sorumsuzca derelere doğru akıtılmış ve önüne gelen her şeyi yakıp yıkmış, bu hafriyatlar. Oysa bu çalışmalar Harşit Vadisinde olduğu gibi tünel sistemi kullanılarak yapılsaydı daha iyi olabilirdi. Gerçi Harşit Vadisinde dereye yakın yapılan tünellerden hafriyatlar hemen oraya dökülmemiş ama birkaç yüz metre sağa sola ve derenin etraflarına dökülen bu hafriyatlar zamanla meydana gelecek aşırı yağışlar dolayısıyla ne tür felaket getirir, bilinmez.
Birkaç gün kaldığımız Kazıkbeli Yaylasından ayrılma vakti gelmişti. Geçirdiğimiz günlük güneşlik bir hava ve ramazan ayının ilk gününün verdiği rehavetle bindiğimiz minibüs bizi sanki uçururcasına Söğüteli Yolundan kısa sürede Gümüşhane Tirebolu yoluna indirmeyi başardı. Gümüşhane Tirebolu yolu çocukluğumuzun İran Transit yolu olarak kaldı aklımızın bir köşesinde. Ne yazık ki gözü mikro milliyetçilik ile dönmüş bazı yöneticiler yüzünden tehlikeli virajların ve akla hayale gelemeyecek tünel çıkışlarının yapıldığı bir yol olarak yıllarca sürüncemede bırakılarak bir ucube olarak hizmete açıldı.