Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
Feshane 28-30 Mart tarihleri arasında tarihi günler yaşadı. Bu yıl ikincisi düzenlenen Giresun Günlerine katılım en üst düzeyde gerçekleşti. Gerek siyasi ve bürokratik katılım, gerek yerel idareciler ve idareler, gerekse sivil toplum örgütleri gerekse de halkın katılımı çok güzel seviyelerde oldu. Kimse kıskanmasın ama hemşerilerimiz Samsun, Trabzon ve Gümüşhane’nin de aynı mekanda yaptığı organizasyonlar bunun yanında sönük kaldı. Geçen yıl yaptığımız organizasyon ile herkesi hayretler içinde bırakmıştık. Bunu gören komşu illerimiz de böylece ilk provalarını yapmış oldular. Bizim geçen yıl yaptığımız organizasyonu daha da ileri noktalara taşımamız gerekiyordu; öyle de oldu. Emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.
Böyle bir organizasyonu gerçekleştirmek elbette kolay değil. İstanbul’da bulunan yüz binlerce Giresunlunun göz bebeği bir dernek olarak, çalmadık kapı, aşındırmadık yol bırakmayacaksın. Yüzlerce faks, binlerce mail atacaksın, saatlerce telefonla dil dökeceksin. Ama kimse bu arkadaşların başka işi de vardır; ben hemen, olumlu olumsuz mutlaka cevap vermeliyim diye düşünmeyecek. Toplantı üstüne toplantı yapacaksın; “daha ulaşabileceğimiz kişi var mı arkadaşlar” diye soracaksın. En yakın çalışma arkadaşların bile en lazım olduğu zamanlarda “bu yük benim üzerime kalır mı” diye düşünüp mazeretler bulacak ama sen yılmayacaksın. Her şey bir şekilde olup bitecek bu sefer de organizasyonun sürdürülebilir olup olmadığını düşüneceksin. Her şeyi yapıp edip başardıktan sonra “müthiş organizasyon” diye birileri guguk kuşu misali manşete çıkacak; ama sen pes etmeyeceksin.
Naklen ve banttan yayınlar için sağa sola saldıracaksın. Mevcut bir iki cılız imkanla kurulmuş, kendini zor geçindirebilen, hayatiyetini ancak sürdürebilen televizyonların bütün zamanlarının bu işe tahsis etmesini zaten bekleyemezsin. Halkı Feshane’ye getirebilecek düzeyde ulusal sanatçılarını arayıp bulmaya çalışacaksın. Yok yok… Öyleyse sağa sola bakıp en düzgünlerini bari bulayım deyip İsmail Türüt’e ve Zeynep Başkan’a bel bağlayacaksın. Televizyonların mevcut yayın saatlerinde kendi programlarından örnekler verdirmeye çalışacaksın. Senin programında hem de canlı yayında Trabzonspor rozeti almaya çalışan sunucu bozuntuları ile uğraşacaksın. Güçlükle ve bin bir rica ile getirebildiğin Başbakan bile geldiğinde sanatçı kaprisi yapanlarla uğraşacaksın. Ondan sonra da sen Başbakanı, Bakanı ve milletvekillerini getirdin diye gereksiz saldırılara bile muhatap olup; “çok da siyasileştiniz” sitemlerine maruz kalacaksın. Hiç gereği yokken Giresun Türküleri yerine popüler şarkılar ve kırma türküler okumaya çalışanlarla uğraşacaksın.
Tüm bunların arasına hakikaten söylenmesi gereken fındık, kültür, yöremiz diyeceksin ve “Ortak Derdimiz Giresun” deyip gürleyeceksin. “Geçmişten Günümüze Fındığın Serüveni” deyip ortalığı velveleye vereceksin. Giresun tarihi şahsiyetlerinden başlayıp 42.Alay Komutanı Binbaşı Hüseyin Avni Alpaslan, Kıbrıs’taki Giresun Şehitlerimize Fatihalar gönderirken, Giresun Kültüründeki Ahilik ve Yeseviliğe uzanacaksın. Ama popüler kültüre alışmış halkımız ille de vıcık vıcık gümbür gümbür bir şeyler isteyecek. Kimse darılmasın ama geçen yıl da bu yıl da bu şenliğin en önemli ayağı gereken ilgiyi görmedi. En önemli konular konuşulurken salonun her iki köşesine yerleştirilen televizyonlarımız ve bazı standlar bu kültür konuşmalarında bile sesini kesmediler.
Stant aralarını sabahtan gece yarılarına doldurup, hemşerilerini görmek ve onların kokusunu almak isteyen yüz binlerce insanımız ve onların komşuları geldiler ve gördüler. Giresun'un muhtelif yerlerinden kalkıp buralara yörelerini tanıtmaya, ürünlerini sunmaya ve onlardan bir tadım da olsa ikram etmeye gelen kardeşlerimiz ve bacılarımız çok büyük bir vefa örneği gösterdiler. Onların bu gayretlerine biz İstanbul’da bir semtten bir semte gitmek için defalarca düşünenler olarak ne kadar teşekkür etsek azdır.
Bu noktada bazı teşekkürlerimi hassaten yazmam gerekir. Başta Giresun Dernekler Birliği Başkanı Halil Kütük olmak üzere Hasan Turan ve tüm yönetime, Tirebolu standını iki yıldır son derece tarihi ve kültürel doku ile hazırlayan Belediye Başkanımız Burhan Takır ve Şaban Beye, onlara en büyük desteği veren Çınar Çetinkaya ve Zeytinburnu Tirebolu Derneğine ve salonu üç boyunca hınca hınç dolduran halkımıza en derin sevgi ve teşekkürlerimi sunarım.