Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
Dün akşam derneğimiz davetiyelerini dağıtırken ilçemizde bulunan siyasi parti başkanlarına da davetiyelerini dağıtmış; sıra iktidar partisi başkanına gelmişti. Parti o kadar cıvıl cıvıl ve canlıydı ki onları gören 5-10 dakika sonra partiye kapatma davası açılacağına inanmazdı. Başkan misafirlerini ağırlayıp bizi kabul ettiğinde heyecanla bizleri kucaklamış ve davetimize mutlaka katılacağını beyan etmiş ve bizleri sevindirmişti. Yanımda bulunan dernek başkanı da bir takım isteklerini de bu vesile ile sıraladı. Çok meşgul etmeyip ayrılırken bizim başkan “bu ne kalabalık yahu” deme ihtiyacını hissetmişti, gayri ihtiyari.
Diğer davetiyeleri dağıtırken partiye kapatma davası açıldığını duymuş ve bütün heyecanımız birden sönüvermişti. Öyle ya bundan önce de inanan insanlar için azıcık bir şeyler talep eden üç parti daha kapatılmış; kapısına kilit vurulmaya çalışılmıştı. Ancak insanımız her defasında bir çıkış yolu bulmayı başarmıştı. Bunun sonucu kapatılan partisinin bir takım mensupları daha liberal fikirlerle bu partiyi kurmuş ama inanç üzerindeki prangalar iktidarı boyunca kalpleri sıkıştırmaya devam etmişti. Fırsatını bulduğunda görece özgürlük sağlayabilecek bir iki değişiklik derin güçleri yeni tedbirler almaya itti.
Ne olacak yani demokrasi içinde insanımıza bir çıkış yolu yok mu? Herkese özgürlük denilirken inanan insanlara özgürlük neden çok görülüyor? Ateistler ve marjinal gruplar anayasa gereği din eğitimini hem AİHM’nde hem de Danıştay’da iptal ettirebiliyorlar ama çoğunluk 15 yaşına kadar din eğitiminden mahrum bırakılabiliyorsa buna özgürlük denilebilir mi?
411 milletvekilinin evet oyu için kaos diyenler ülkeyi 140 kişinin mi yönetmesini mi istiyorlar yoksa…
411 oyu boş ve keenlemyekun sayanlar bir savcının mütalaasını mı kale alıyorlar? Bu mu demokrasi…
Bu ülkenin cumhurbaşkanını bile yasaklayanlar neyi istediklerini düşünüyorlar mı acaba?
Velhasıl sorular uzatılabilir ama içim sıkılıyor, yazmak gelmiyor içimden. Türkiye’yi demokratik haklar bakımından sondan birinci duruma düşürenlerin hiç mi içi sızlamaz bundan…
Ne demiş atalarımız “hasmı kadı olanın yardımcısı Allah olsun”…
Not: Derneğimizin 23 Mart 2008 Pazar günü 13,00- 18,00 saatleri arasında genel kurulu vardır. Online davetiye için lütfen tıklayınız…